Diş Çekimi
Öncelikle diş çekimi günümüzde, en son çare olarak görülen, dişin hiçbir tedavi alternatifine cevap veremediği durumlarda uygulanmaktadır.
Uzun süreli çürüklerin diş dokusunda tamiri mümkün olmayan kayıplara yol açması veya dişin çevre dokularında enfeksiyon sonucu iyileştirilemeyen lezyonların görüldüğü durumlarda diş çekimleri kaçınılmaz olabilmektedir.
Buna benzer şekilde travma sonucu diş dokusunda büyük kayıplar oluştuğunda, fazla diş oluşumunun görüldüğü hallerde veya dişlerin doğru şekilde sürme yolunu bulup ağız içine çıkamadığı durumlarda çekimler gerekebilmektedir.
Lokal anestezi uygulanarak çoğunlukla basit şekillerde uygulanan bir işlemdir.
İki üç günlük iyileşme sürecinden sonra süreç tamamlanmaktadır.
20 Yaş Diş Çekimi
Son yıllarda çoğunlukla karşılaşılan şekilde, alt ve üst çenenin en son kısmında yer alan ve halk arasında yirmi yaş dişleri olarak adlandırılan, üçüncü azı dişler çoğunlukla çene arkında yer bulamayıp kemik içinde gömük olarak kalmaktadırlar.
Yani ağız içinde yer bulamadıkları için gereken şekilde çıkamayıp kemik içinde kalmaktadırlar. Bu durumlarda, komşu dişlerin köküne zarar vermek, çene içinde kist veya enfeksiyona sebep olmak gibi durumlara yol açabilirler. Ayrıca öndeki tüm dişleri uzun süre boyunca sıkıştırarak çapraşıklıkların yani dişlerde düzensizliklerin oluşmasında da yol açabilmektedirler.
Bu tip durumlar, panoramik çene röntgenleri veya dental tomografiler yardımıyla tespit edilir ve dişin ameliyat ile sıkıştığı yerden çıkartılması gerekir. Normal diş çekimlerindeki lokal anesteziler ile aynı anestezi uygulanır, diş eti ve kemik dokusu kaldırılarak içerideki dişe ulaşılıp diş alınır ve diş eti tekrar dikilerek kapatılır.
Hastalar açısından birkaç günlük iyileşme sürecinden sonra hızla normale dönülmektedir. Operasyondan ortalama bir hafta on gün sonra dikişler alınır ve süreç tamamlanmış olur.